ÖZET
Sosyoloji, bir ölçüde toplumlar arasındaki farklılıkları anlamaya çalışan karşılaştırmalı bir bilim olarak ortaya çıkmıştır. Bu anlamda, tarihsel olarak model olabilecek konumdaki Doğu toplumlarıyla karşılaştırmalar yapmak ve modern toplum biçimini onun karşısında konumlandırmak önemlidir. Bu süreçte sosyoloji, Şarkiyatçılığın bilgilerini derleyerek Avrupa toplumuna dair yeni açıklamalara temel oluşturmuştur Dolayısıyla Şarkiyatçılığın gelişimi ve dönüşümü, sosyolojinin de dönüşümünü sağlamıştır. Bu dönüşümü, sosyolojinin iki karşı kutbu sayılan Marx ve Weber’in Doğu toplumlarına yaklaşımlarını, analizlerini ve kaynaklarını karşılaştırmalı bir biçimde incelediğimizde açık bir biçimde görebiliriz. 19. yüzyılın ortasında Şarkiyatçılığın henüz gelişme aşamasında olduğu dönemde yazan Marx, kısıtlı analizlerle büyük genellemeler yaparken; 20. yüzyılın başında Şarkiyatçı incelemelerin olabildiğince derinleştiği ve çeşitlendiği bir dönemde yazan Weber, detaylı analizlerle geniş karşılaştırmalar yapabilmektedir. Marx ile Weber, aralarındaki pek çok epistemolojik ve siyasi farka rağmen modern toplumu açıklarken Doğu toplumlarını kullanmada ve bunu gerçekleştirirken de Şarkiyatçı kaynakları sorgulamaksızın kullanma da ortaktırlar.