ÖZET
İdeoloji ve söylem, siyasi düzenin ve yapının nasıl kurulduğunu ve sürdürüldüğünü anlamak için toplum çalışmalarında kullanılan kavramlardandır. Ancak bu iki kavram, İslam inanç esaslarıyla çelişen epistemolojik ve metafizik temellere dayanır. Bu makale, bu uyuşmazlıkları araştırmayı ve bunların ne derecede temel olduğunu değerlendirmeyi hedeflemektedir. Bu bağlamda Marx ve kısmen Althusser ve Žižek tarafından önerilen ideoloji kavramının formülasyonları, Foucault’nun şekillendirdiği söylem kavramıyla birlikte ele alınacaktır. Tartışma için belirlenen iki ana konu, hakikat ve bireydir. Bu çalışma, ideoloji ve söylemin hakikat için kullandığı felsefi çerçevenin yalnızca teolojik açıdan değil, aynı zamanda teorik açıdan da problemli olduğunu ve uygulama sahasının açıkça sınırlandırılması gerektiğini savunmaktadır. Benzer şekilde, eğer birey kavramının daha tutarlı bir analiz birimi haline gelmesi isteniyorsa, İslami öğretiyi destek verecek şekilde, bu konuya ideoloji ve söylemden bağımsız olarak yaklaşılması gerekecektir.